İnovasyonculuk oynamak, ya da Zihni Sinir işler… 10/03/2012
Posted by Aykut ARIKAN in Zihni Sinir, İnovasyon.trackback
Bir süredir birileri fena halde inovasyonculuk oynar oldu. Daha doğrusu çok fena inovasyon yapmak peşine gidip, herkesi kandırmaya çalışmaktan bir hal oldular. Pazarlama bütçesinden finanse edilen bu türden inovasyonculuk oyunlarına, inovasyon yönetimi alanının temel ders kitaplarından birinin yazarı olan Paul TROTT “inovasyona popüler bakış” (İngilizce: “popular view of innovation”) diyor; bense doğrudan Zihni Sinir işler diyorum. Zira inovasyon böyle bir şey değil. Bazen bir şeylerin ne olduğunu anlatmak için, önce ne olmadığını anlatmak lazım gelir ya; işte size bir seçki:
- İnovasyon bir pazarlama aracı veya yöntemi değildir!
- İnovasyon pazarlama departmanının bütçesiyle yapılmaz!
- İnovasyon bir «fikrim geldi» yarışması da değildir!
- İnovasyon yarışmayla da yapılmaz!
- İnovasyon çılgın bir dahi işi, hiç değildir!
- İnovasyonu deliler yapmaz!
- İnovasyon icat da değildir!
- İnovasyon tek başına bir mamul değildir!
- Salt mamule odaklanan inovasyon eksik kalır!
- İnovasyon bir kalite süreci değildir!
- Her kalite süreci ve yöntemi inovasyona hizmet eder!
- İnovasyon yeni bir hizmet türü de değildir!
- Yeni hizmet türleri inovasyonla ortaya çıkar!
- İnovasyon salt yenilik değildir!
- Her yenilik inovasyon demek değildir!
- Yeniliğin inovasyon olabilmesi için bir çözümü de içermesi gereklidir!
- İnovasyon salt çözüm de değildir!
- Çözümün inovasyon olabilmesi için hayatta bir karşılığının olması gerekir!
- Çözümün inovasyon olabilmesi için ortaya bir katma değer çıkarması gerekir!
Egitim’de inovasyon uzerine doktora tezi yazinca bir seyler soylemem gerekir diye dusundum Aytug’cum. Ancak sen cogunu cok guzel soylemissin; tebrikler.
Inovasyon konsept olarak her ne kadar OECD ile bilinir hale geldiyse de, Obama ile populerlik kazandi. Amerika yine yeni bir “fen ve matematik’te geri kaliyoruz” endisesine kapilmis durumda ve Bush’un test merkezli egitim politikalarindan farkli bir seyler soylemek gerekiyordu.
OECD’nin tanimina (ve Amerika’da Obama’nin blueprint’inde ve Avrupa Birligi’nde Lizbon kriterlerine) gore Bilim, Teknoloji, Muhendislik ve Matematik (STEM ya da BTMM) merkezli yeni gelismelerin disiplinlerarasi bir calisma ile hayata dair pratik oneriler getirmesi denilebilir.
Genel’de iki boyutta degerlendirilebilir: urun (mamul ya da product) ve surec (process). Diger olculecek parametreler olarak teori’ye bakarak onerebilecegim degerlendirme olcutleri: bir urun ortaya cikartilirken ya da bir organizasyon olusturulurken bireylerin toplu isbirligine (collaborative effort diyebiliriz) dayanip dayanmadigi, bir yenilik icerip icermedigi, ve BTMM ile desteklenip desteklenmedigi.
Kisaca benim anladigim sekilde hem pazarlamaya hem de okul-universite egitimine bile uygulanabilecek bir politika.
Blog hayirli olsun, guzel fikir, daha sik yazmalisin!
Merhaba Aykut Hocam,
İnnovasyon ile ilgili olarak yazdıklarınıza tamamen katılıyorum. İnnovasyon için bence olmazsa olmaz olan bir soruna yada eksik olana hitap etmesi gerekir diye düşünüyorum hatta hayatı kolaylaştırması da diyebilirim.